Yemek yapmak bir hobi midir ?

Duru

New member
Bir Tencerenin İçinde Gizli Hayat: Yemek Yapmak Bir Hobi midir, Yoksa Bir Duygu Biçimi mi?

Selam dostlar,

Bugün size tarif paylaşmak için değil, bir hikâye anlatmak için geldim. Çünkü bazen bir yemek, sadece bir yemek değildir. Bazen bir özlem, bazen bir sessizlik, bazen de bir sevginin ifadesidir.

Yemek yapmak gerçekten bir hobi midir? Yoksa bir tür duygusal sığınak, bir iletişim dili midir?

Bu soruyu, hayatın içinden bir hikâyeyle anlatmak istiyorum.

---

1. Mutfağın Kapısında Başlayan Sessizlik

Cem 37 yaşındaydı. Mühendis, düzenli, planlı, hep hesap yapan bir adam. Hayatta her şeyin bir formülü olduğuna inanırdı.

“Her şey doğru orantılıdır,” derdi, “emek koyarsan sonuç alırsın.”

Ama bir konuda formülü yoktu: karısı Aslı’nın sessizliği.

Aslı 34 yaşındaydı. İletişimci, duygusal, insanları dinlemeyi seven biri. Uzun zamandır içten içe bir şeylerin eksik olduğunu hissediyordu ama ne olduğunu adlandıramıyordu.

Ev sessizdi. Televizyon hep açık, ama konuşmalar eksikti.

Bir akşam Cem, mutfağa girdiğinde Aslı’nın önlüğünü taktığını gördü.

“Yine mi yemek yapıyorsun?” dedi şaşkınlıkla.

Aslı gülümsedi, ama biraz yorgun bir ifadeyle:

“Evet, bugün biraz kafamı dinlemek istedim.”

O an Cem anlamadı. Çünkü onun için yemek yapmak, sadece karnı doyurmanın başka bir yoluydu. Ama Aslı için, sessizliği yoğurmanın bir biçimiydi.

---

2. Kadının Duygu, Erkeğin Mantık Mutfağı

Bir hafta sonra Aslı, Cem’e “Gel, birlikte yemek yapalım,” dedi.

Cem önce şaşırdı, sonra içindeki mühendis ortaya çıktı:

“Tamam, ama malzemeleri önceden tartalım. Hangi sıcaklıkta, kaç dakika pişireceğiz bilmek isterim.”

Aslı güldü.

“Sen ölç, ben hisle karıştırırım,” dedi.

İkisi mutfakta bir araya geldi.

Cem plan yaptı: soğanı doğrayacak, eti marine edecek, dakikasına kadar zaman tutacaktı.

Aslı ise doğradığı soğanları kokladı, parmaklarının ucuyla tadına baktı, “Biraz daha tuz gerek,” dedi içgüdüyle.

Mutfakta sessizlik yerini gülümsemelere bırakıyordu.

Cem onun bu “plansız” halini önce garip buldu ama sonra fark etti:

Aslı sadece yemek yapmıyordu, duygularını pişiriyordu.

O an Cem için mutfak, bir laboratuvar değil; bir bağ kurma alanına dönüşmeye başladı.

---

3. Hatırlamanın Tadı

Bir akşam Aslı’nın doğum günüydü. Cem, bu kez sürpriz yapmak istedi.

İlk kez kendi başına yemek yapacaktı. İnternetten tarif aradı, videolar izledi.

Ama bir yerde takıldı: “Tuz, isteğe göre.”

“İsteğe göre de ne demek?” diye söylendi.

Mühendis zihniyle ölçüsüzlüğe tahammülü yoktu.

Ama sonra Aslı’nın bir sözünü hatırladı: “Bir şeyin tuzunu, yüreğin bilir.”

O cümleyle elini uzattı. Bir tutam attı.

O an fark etti ki, yemek yapmak sadece ölçüyle değil, cesaretle de ilgiliymiş.

O gün yaptığı makarna biraz fazla pişmişti, sosu fazla koyuydu… ama Aslı ağladı.

“Ne güzel olmuş,” dedi.

Çünkü onun için tat değil, niyet önemliydi.

---

4. Yemek Yapmak: Kadınlar İçin Bir Sığınak, Erkekler İçin Bir Keşif

Sosyologlar yemek yapmayı uzun yıllar “kadın işi” olarak tanımladı.

Ama son yıllarda bu algı yavaş yavaş değişiyor.

Kadınlar yemek yaparken, duygularını ifade etmenin bir yolunu buluyor.

Erkekler yemek yaparken, iç dünyalarına inmenin bir yolunu keşfediyor.

Yemek yapmak, aslında toplumsal cinsiyet rollerinin kırıldığı o nadir alanlardan biri.

Bir kadın mutfakta sadece yemek yapmaz; çocukluğunu, annesini, sevdiğini hatırlar.

Bir erkek mutfakta sadece pişirmez; kendi sabrını, yaratıcılığını, hatta kırılganlığını fark eder.

Cem artık şunu anlıyordu: Yemek yapmak bir “iş” değil, bir “diyalog”tu.

Bir dil, ama kelimesiz bir dil.

Bazen bir tabak çorba, bin cümlelik bir konuşmanın yerini alabiliyordu.

---

5. Hobiden Fazlası: Birbirini Anlama Ritüeli

Cem ve Aslı artık haftada bir akşam birlikte yemek yapıyordu.

Birlikte karar veriyor, birlikte tadıyorlardı.

Cem hâlâ ölçü kullanıyordu ama bazen Aslı gibi “göz kararı” davranıyordu.

Aslı ise bazen Cem gibi planlı oluyordu.

Bir akşam Aslı dedi ki:

“Farkında mısın, sen ölçüyle başlarsın, ben hisle. Ama sonunda ikimiz de tadı paylaşıyoruz.”

Cem gülümsedi:

“Demek ki yemek yapmak, sadece bir hobi değil, ortak bir alan bulmakmış.”

O anda anladılar ki yemek yapmak aslında bir tür ilişki kurma biçimiydi.

Kimi için terapi, kimi için meditasyon, kimi için hatırlama eylemi.

---

6. Bilim mi Sanat mı, Yoksa Sevgi mi?

Bazı insanlar yemek yapmayı bilim gibi görür: ölçü, denge, kimya.

Bazıları ise sanat gibi: duygu, renk, kompozisyon.

Ama belki de ikisi de doğru değildir.

Belki yemek yapmak, sevgiyi biçimlendirme sanatıdır.

Bir tatlıyı karıştırırken sabrı öğreniriz.

Bir çorbanın kaynamasını beklerken zamanı dinlemeyi öğreniriz.

Bir sofrayı kurarken paylaşmayı.

Yemek yapmak, insanın içsel ritmini bulduğu sessiz bir meditasyondur aslında.

Ve işin güzelliği, her insanın kendi tarifinin olmasıdır.

---

7. Forumdaşlara Bir Soru: Sizce Yemek Ne Demektir?

Siz hiç yemek yaparken ağladınız mı?

Bir kokunun sizi yıllar öncesine götürdüğü oldu mu?

Ya da bir tarifte yanlışlık yapıp, “keşke her hata böyle güzel koksa” dediniz mi?

Yemek yapmak bir hobi olabilir, evet.

Ama çoğu zaman bundan daha fazlasıdır: bir hafıza, bir bağ, bir özlem.

Kimi zaman annenizin ellerinin devamıdır, kimi zaman sevdiğinize dokunmanın bir yoludur.

Belki de yemek yapmak, “beni anla” demenin en sade hâlidir.

---

Son Söz: Bir Kaşıkta Hayat

Bugün Cem hâlâ mühendisliğini bırakmadı, Aslı hâlâ sezgileriyle yaşıyor.

Ama mutfak artık onların ortak alanı.

Birlikte yemek yaparken ne hesap var, ne sessizlik.

Sadece gülümseme, bazen kahkaha, bazen de “biraz tuzu az olmuş ama olsun” cümlesi.

Yemek yapmak bir hobi midir?

Belki evet.

Ama belki de her hobi gibi, insanın kendini bulduğu bir aynadır.

O aynada ölçüyle duygunun, kadınla erkeğin, akılla kalbin buluştuğu bir sıcaklık vardır.

Peki siz, kendi mutfağınızda neyi pişiriyorsunuz gerçekten?

Bir tarif mi, yoksa bir hikâye mi?