macfit personal trainer ?

Sena

New member
Macfit Personal Trainer: Bir Değişim Yolculuğu Hikayesi

Merhaba forum üyeleri! Bugün sizlere bir arkadaşımın, aslında tanıdığım birinin, fitness yolculuğundaki değişimi anlatan bir hikaye paylaşmak istiyorum. Hikaye, Macfit Personal Trainer ile tanıştığı dönemde başlayan ve bambaşka bir insan haline gelmesine yol açan bir dönüşümü içeriyor. Ama bu sadece fiziksel bir değişim değil. Bu yolculukta, cinsiyetlerin bakış açıları ve toplumsal etkiler nasıl farklılık gösteriyor, bunu da gözlemleme şansım oldu. Hadi gelin, biraz hayal edelim ve bu yolculuğun detaylarına inelim.

Başlangıç: Hedeflerin ve Çeşitli Yaklaşımlar

Bir zamanlar, hayatı spor salonu olmayan bir adam vardı. Adı Hakan’dı. Sporla pek de ilgisi yoktu ama iş yerinde sürekli stres ve kötü alışkanlıklar yüzünden artık fiziksel olarak kendini iyi hissetmiyordu. Kiloları artmış, enerji seviyesi düşmüştü. Bir gün, arkadaşlarıyla yaptığı bir sohbet sırasında, birkaç kişinin önerisi üzerine Macfit Personal Trainer ile çalışmaya karar verdi.

Hakan’ın değişim yolculuğu aslında sadece bedensel bir değişim değil, aynı zamanda psikolojik bir dönüşümü de içeriyordu. İlk başladığında hedefi netti: "Bir an önce fit olmalı, istediğim vücuda sahip olmalı ve bu beni daha güçlü yapmalıydı." Hakan’ın yaklaşımı, klasik olarak çözüm odaklıydı. Yani, problemi buluyor, sonra bunu çözmeye yönelik stratejiler geliştiriyordu. Bu da genellikle erkeklerin fitness anlayışında öne çıkan bir özellikti: "Bir hedef koy, buna odaklan, çözüm odaklı ilerle."

Ama işler biraz daha karmaşık hale gelmeye başladı, çünkü fitness sadece fiziksel değil, aynı zamanda duygusal ve toplumsal bir yolculuktu.

Eğitmenle Tanışma: Farklı Bakış Açıları ve Empati

Macfit Personal Trainer ile tanışan Hakan, spor salonundaki eğitmeni Asuman’ı da ilk kez görüyordu. Asuman, Hakan’a hiç de alışık olmadığı bir bakış açısı sunuyordu. Hakan, ilk başta sadece kas yapmayı ve daha güçlü görünmeyi düşünürken, Asuman ona vücudu tanımayı, bedenin sesini duymayı, zihinsel ve duygusal sağlığı önemseyen bir yaklaşımı anlatıyordu. "Sadece kas yapmak değil, ruhunu da beslemen gerek," demişti Asuman. Bu söz Hakan’ın kafasında bir ışık yakmıştı.

Kadın eğitmenlerin fitness dünyasında genellikle empatik ve ilişki odaklı yaklaşımları daha fazla ön plana çıkar. Asuman, Hakan’a sadece "ne yapması gerektiğini" söylemekle kalmıyor, aynı zamanda her antrenmanda ona nasıl hissedeceğini de gösteriyordu. Yalnızca fiziksel gücü değil, duygusal dengeyi de sağlamak gerekiyordu. Asuman, "Bu yolculukta sadece bedenin değil, zihnin de değişecek," diyerek Hakan’a farklı bir bakış açısı sundu. Bu yaklaşım, aslında kadınların fitness dünyasındaki daha ilişkisel ve toplumsal bir bakış açısını da yansıtıyordu. Fitness sadece kas yapmak değil, bir yaşam tarzını benimsemek, toplumsal normları sorgulamak ve kişisel gelişimi sürdürmekti.

İçsel Değişim: Zihinsel ve Bedensel Yolculuk

Hakan, zamanla fiziksel değişimlerin yanında psikolojik değişimler de yaşamaya başladı. Artık sadece bir hedefe ulaşmak için çalışmıyordu. Antrenman sırasında nefes almayı, vücudunu dinlemeyi, enerjisini nasıl yönlendireceğini öğreniyordu. Hakan, erkeklerin tipik olarak hedef odaklı bir yaklaşım benimsediği spor dünyasında, kendini bir adım geri çekip, bu yolculukta hem bedeniyle hem de duygusal durumu ile uyumlu bir şekilde ilerlemeyi keşfetti.

Hakan’ın hikayesindeki dönüşüm, kadınların fitness dünyasında genellikle nasıl daha duygusal bir bağ kurduklarını ve bunun onlara nasıl güç verdiğini gösteriyor. Bir 2019 çalışması, kadınların fitness salonlarına genellikle kendilerini daha iyi hissetmek ve duygusal rahatlama amacıyla girdiğini, erkeklerin ise genellikle fiziksel güç ve görünüm odaklı bir yaklaşım benimsediğini ortaya koyuyor (Homan & Tylka, 2019). Asuman’ın yaklaşımı, Hakan’a bedenini değil, zihnini ve ruhunu da eğitmenin önemini kavratmıştı.

Sonuç: Toplumsal Değişim ve Yeni Bir Perspektif

Bir süre sonra, Hakan hem fiziksel olarak hem de ruhsal olarak büyük bir değişim geçirdi. Artık sadece daha sağlıklı değil, daha huzurluydu. Fitness salonuna bakışı tamamen değişmişti. Ama burada önemli olan tek bir şey vardı: Herkesin fitness yolculuğu farklıdır ve toplumsal normlardan bağımsız bir şekilde, kişisel ihtiyaçlar doğrultusunda şekillenir.

Hakan, ilk başta yalnızca fiziksel değişim için başlamıştı ama sonunda hem bedensel hem de zihinsel bir yolculuk geçirdi. Ve bunun için Asuman’ın, yani bir kadının empatik yaklaşımının büyük bir etkisi oldu. O noktada Hakan, fitness’ın sadece fiziksel bir aktivite değil, aslında kişisel bir dönüşüm olduğunu fark etti.

Peki, sizin deneyimleriniz nasıl? Fitness salonlarında ya da spor yolculuğunuzda, empatik bir yaklaşım mı daha fazla etkili oldu yoksa stratejik ve hedef odaklı bir bakış açısı mı? Hangi bakış açısının daha başarılı olduğunu düşünüyorsunuz? Yorumlarınızı bekliyorum!

Kaynaklar:

Homan, K. J., & Tylka, T. L. (2019). The influence of physical self-concept on body image and mental health in women. Body Image, 29, 48-56.