Murat
New member
İzmir Kiraz’ın Yükseklerinde Bir Hikâye
Herkese merhaba,
Bugün sizlere uzun zamandır düşündüğüm ve içinde çokça duygusal anı barındıran bir hikaye paylaşmak istiyorum. Birçok forumda düşündürtmeye sevk eden, zaman zaman gülümseten ama bir o kadar da insanın içine dokunan bir mesele var: İzmir Kiraz’ın rakımı ne kadar? Evet, kulağa basit bir soru gibi gelebilir, ama gelin görün ki bir kasaba, bir dağ köyü, insan ve doğa arasındaki ince dengeyi keşfettikçe aslında rakamların ne kadar derin anlamlar taşıdığını anlayacaksınız.
Bu hikayeyi duygularınızla, gözlerinizdeki ışıkla birlikte okuyacağınızı umuyorum.
İzmir Kiraz’a Yolculuk: Bir Gidişat ve Bir Kadın
Bir sabah, İzmir’in sıcak yaz güneşinin yakıcı sıcağından kaçmak için, Kiraz’a gitmek üzere yola çıktık. O sabah içimde bir umut vardı, ama aynı zamanda bir belirsizlik de vardı. O belirsizliğin ne olduğunu bilemeden, bir şekilde kendimi yola çıkarken buldum. Yanımda Sevim vardı, çok sevdiğim eski bir arkadaşım. Kadınların ilişkisel ve empatik bakış açılarından ilham alarak söylemeliyim ki, Sevim’in kalbi o kadar genişti ki, her şeyin bir anlamı olduğuna inanır, her yerin bir hikayesi olduğunu hissederdi.
Yol boyunca, Sevim bana hep Kiraz’ın rakımını sorarak, bu yüksek dağ köyünün sadece rakamsal bir şey olmadığını, aslında bir duyguyu, bir kültürü barındırdığını anlatıyordu.
"Bak, bu toprakların her köşesi bir anlam taşır, bana güven. Dağlar ne kadar yüksekse, oradaki yaşam da o kadar farklı olur," diyordu Sevim. O sırada ne söyleyeceğimi bilemedim. Hani bazen bir kadının konuşmalarında kendinize dair bir şeyler bulur ve sadece dinlersiniz ya, işte o an o moddaydım.
Erkeğin Görüşü: Çözüm Arayışı ve Gerçeklik
Ama tabi Sevim'in karşısında farklı bir karakter daha vardı, Ferhat. Ferhat, bizle gelmeye başlamadan önce Kiraz’a olan ilgisini hep rakamsal bir şekilde açıklardı. O, erkeklerin çözüm odaklı ve stratejik yaklaşımını yansıtan biriydi. Kiraz’ın rakamı, onun için önemliydi. “Rakım ne kadar?” sorusu onun için, aslında doğru yeri bulmak, doğru yönü görmek demekti. Ferhat’ın bakış açısında, her şeyin bir cevabı olmalıydı ve bu cevabı bulmak gerekiyordu.
“Buradaki rakım ne kadar, Sevim? Çünkü dağların yüksekliği, orada yetişen bitkilerin çeşitliliğini etkiler. Benim için bu sorunun cevabı çok önemli,” demişti. Ferhat, çözüm odaklı biri olduğu için hep rakamlara ve sayılara odaklanırdı. Bunu bazen çok derinlemesine yapmasa da, her şeyin temelinde bir mantık arayışındaydı.
Sevim, Ferhat’ın cevabını bulmasına yardımcı olacak kadar sabırlıydı. Ama içten içe, sadece sayılara odaklanmanın bir anlamı olmadığını, her bir yerin duygusal bir değeri olduğunu biliyordu. Kiraz’a yaklaşırken her şeyin anlam kazandığını hissediyorduk. Yüksekliği ne kadar olursa olsun, buradaki insanların yaşam biçimi ve kültürü, rakamlarla ölçülmeyecek kadar zengindi.
İzmir Kiraz’ın Gerçek Yüksekliği: Bir Birlikte Var Olma
Yola çıktığımızda, Ferhat’ın çözüm odaklı yaklaşımının bir noktada geride kaldığını, Sevim’in duygusal derinliğiyle birleştiğini fark ettik. Biz, üç arkadaş, her birimizin farklı bakış açılarıyla o yolda ilerledikçe, aslında Kiraz’ın gerçekte ne kadar yüksek olduğunu öğreniyorduk. Ve bu yükseklik, sadece rakamsal bir veriden ibaret değildi.
O dağda, her adımda biraz daha yükselecek, biraz daha uzaklaşacak, ama aynı zamanda bir o kadar da yakınlaşacaktık. İzmir Kiraz’a vardığımızda, oranın rakamlarla anlatılamayacak kadar büyüleyici bir yer olduğunu fark ettik. Yükseklik, dağlar, doğa ve insanlar… Hepsi birbirine bağlıydı. Birinin sırtındaki yük, diğerinin kalbine bir nehir gibi akıyordu. Herkesin bir katkısı vardı, bir amacı vardı ve en önemlisi, her şey birbiriyle uyumluydu.
Sonsöz: Rakım ve Yaşam Arasındaki İnce Çizgi
Hikayemin sonunda, size sadece rakamlardan bahsetmek istemiyorum. Kiraz’ın rakımı, belki 450 ile 800 metre arasında değişen bir yükseklik sunuyor olabilir. Ama bu sadece bir sayıdır. Gerçek yükseklik, insanın iç dünyasında, ilişkilerde, bu topraklarda geçirdiğiniz o anlarda gizlidir.
Sizlere sorum şu: Gerçekten yüksek olan nedir? Dağların yüksekliği mi, yoksa içimizdeki duyguların, yaşadıklarımızın yüksekliği mi? Rakamlara bakarak sadece yüzeyini görürsünüz. Ama bir insan, bir köy, bir yerin derinliklerine inmek isterseniz, işte o zaman gerçekte ne kadar yüksek olduğumuzu hissedebilirsiniz.
Sizce Kiraz’a dair gerçek yükseklik ne? Bunu bir yorumla paylaşabilir misiniz?
Herkese merhaba,
Bugün sizlere uzun zamandır düşündüğüm ve içinde çokça duygusal anı barındıran bir hikaye paylaşmak istiyorum. Birçok forumda düşündürtmeye sevk eden, zaman zaman gülümseten ama bir o kadar da insanın içine dokunan bir mesele var: İzmir Kiraz’ın rakımı ne kadar? Evet, kulağa basit bir soru gibi gelebilir, ama gelin görün ki bir kasaba, bir dağ köyü, insan ve doğa arasındaki ince dengeyi keşfettikçe aslında rakamların ne kadar derin anlamlar taşıdığını anlayacaksınız.
Bu hikayeyi duygularınızla, gözlerinizdeki ışıkla birlikte okuyacağınızı umuyorum.
İzmir Kiraz’a Yolculuk: Bir Gidişat ve Bir Kadın
Bir sabah, İzmir’in sıcak yaz güneşinin yakıcı sıcağından kaçmak için, Kiraz’a gitmek üzere yola çıktık. O sabah içimde bir umut vardı, ama aynı zamanda bir belirsizlik de vardı. O belirsizliğin ne olduğunu bilemeden, bir şekilde kendimi yola çıkarken buldum. Yanımda Sevim vardı, çok sevdiğim eski bir arkadaşım. Kadınların ilişkisel ve empatik bakış açılarından ilham alarak söylemeliyim ki, Sevim’in kalbi o kadar genişti ki, her şeyin bir anlamı olduğuna inanır, her yerin bir hikayesi olduğunu hissederdi.
Yol boyunca, Sevim bana hep Kiraz’ın rakımını sorarak, bu yüksek dağ köyünün sadece rakamsal bir şey olmadığını, aslında bir duyguyu, bir kültürü barındırdığını anlatıyordu.
"Bak, bu toprakların her köşesi bir anlam taşır, bana güven. Dağlar ne kadar yüksekse, oradaki yaşam da o kadar farklı olur," diyordu Sevim. O sırada ne söyleyeceğimi bilemedim. Hani bazen bir kadının konuşmalarında kendinize dair bir şeyler bulur ve sadece dinlersiniz ya, işte o an o moddaydım.
Erkeğin Görüşü: Çözüm Arayışı ve Gerçeklik
Ama tabi Sevim'in karşısında farklı bir karakter daha vardı, Ferhat. Ferhat, bizle gelmeye başlamadan önce Kiraz’a olan ilgisini hep rakamsal bir şekilde açıklardı. O, erkeklerin çözüm odaklı ve stratejik yaklaşımını yansıtan biriydi. Kiraz’ın rakamı, onun için önemliydi. “Rakım ne kadar?” sorusu onun için, aslında doğru yeri bulmak, doğru yönü görmek demekti. Ferhat’ın bakış açısında, her şeyin bir cevabı olmalıydı ve bu cevabı bulmak gerekiyordu.
“Buradaki rakım ne kadar, Sevim? Çünkü dağların yüksekliği, orada yetişen bitkilerin çeşitliliğini etkiler. Benim için bu sorunun cevabı çok önemli,” demişti. Ferhat, çözüm odaklı biri olduğu için hep rakamlara ve sayılara odaklanırdı. Bunu bazen çok derinlemesine yapmasa da, her şeyin temelinde bir mantık arayışındaydı.
Sevim, Ferhat’ın cevabını bulmasına yardımcı olacak kadar sabırlıydı. Ama içten içe, sadece sayılara odaklanmanın bir anlamı olmadığını, her bir yerin duygusal bir değeri olduğunu biliyordu. Kiraz’a yaklaşırken her şeyin anlam kazandığını hissediyorduk. Yüksekliği ne kadar olursa olsun, buradaki insanların yaşam biçimi ve kültürü, rakamlarla ölçülmeyecek kadar zengindi.
İzmir Kiraz’ın Gerçek Yüksekliği: Bir Birlikte Var Olma
Yola çıktığımızda, Ferhat’ın çözüm odaklı yaklaşımının bir noktada geride kaldığını, Sevim’in duygusal derinliğiyle birleştiğini fark ettik. Biz, üç arkadaş, her birimizin farklı bakış açılarıyla o yolda ilerledikçe, aslında Kiraz’ın gerçekte ne kadar yüksek olduğunu öğreniyorduk. Ve bu yükseklik, sadece rakamsal bir veriden ibaret değildi.
O dağda, her adımda biraz daha yükselecek, biraz daha uzaklaşacak, ama aynı zamanda bir o kadar da yakınlaşacaktık. İzmir Kiraz’a vardığımızda, oranın rakamlarla anlatılamayacak kadar büyüleyici bir yer olduğunu fark ettik. Yükseklik, dağlar, doğa ve insanlar… Hepsi birbirine bağlıydı. Birinin sırtındaki yük, diğerinin kalbine bir nehir gibi akıyordu. Herkesin bir katkısı vardı, bir amacı vardı ve en önemlisi, her şey birbiriyle uyumluydu.
Sonsöz: Rakım ve Yaşam Arasındaki İnce Çizgi
Hikayemin sonunda, size sadece rakamlardan bahsetmek istemiyorum. Kiraz’ın rakımı, belki 450 ile 800 metre arasında değişen bir yükseklik sunuyor olabilir. Ama bu sadece bir sayıdır. Gerçek yükseklik, insanın iç dünyasında, ilişkilerde, bu topraklarda geçirdiğiniz o anlarda gizlidir.
Sizlere sorum şu: Gerçekten yüksek olan nedir? Dağların yüksekliği mi, yoksa içimizdeki duyguların, yaşadıklarımızın yüksekliği mi? Rakamlara bakarak sadece yüzeyini görürsünüz. Ama bir insan, bir köy, bir yerin derinliklerine inmek isterseniz, işte o zaman gerçekte ne kadar yüksek olduğumuzu hissedebilirsiniz.
Sizce Kiraz’a dair gerçek yükseklik ne? Bunu bir yorumla paylaşabilir misiniz?