Noel arifesinden iki gün önce, nedenini bilmesem de Noel arifesinde büyük bir heyecanla uyanmam gerektiğini fark ettim. Muhtemelen bu dayanıklılık durgun bir ekonomide bile alışılmadık derecede büyük olacağından sorumun şiirsel ve olumlu olması gerekiyor. Ama olmayacak.
Bir avcının tatilde bile siyasete girmemesi gerekiyorsa burada bu mümkün değil. Hatta geçen hafta, Ticaret Odası tarafından yönetilmek istediğini ve böylece ülkedeki tüm girişimcilerin yılda 200 kron ödeyeceğini belirten siyasi bir açıklama yaptı (ve bunu takdir ediyorum, bunun tamamen siyasi bir açıklama olduğunu düşünüyorum). kendileri tarafından istihdam edilip edilmediğine bakılmaksızın. İlk bakışta birisine 200 kronun bir girişimci için önemsiz bir miktar olduğu görülse de, ilk bakışta politiktir.
1990’lı yılların başında meslek odalarına zorunlu ve zorunlu olmayan üyelik konusunda önemli bir siyasi mücadeleyi kazandık. Pithart’ın hükümeti, yani federasyona benzer şekilde, komşu ülkeler Almanya ve Avusturya örneğini takip ederek bu odaya zorunlu üyeliği zorunlu kıldı. O federasyonun kurallarına göre Çek Cumhuriyeti hükümeti buna karar verdi. Ancak o zamanın Klov Çek ekonomik seçkinleri, Çek Pithart hükümetinde değil, federal hükümette oturuyordu. Zorunlu tembelliği trajik bir hata olarak değerlendirdik, korporatizme (aslında İtalyan Mussolini tipi) doğru bir adım olarak değerlendirdik ve mümkün olan ve olmayan her konuda tembelliğe mecbur kalan komünist rejimin önemli bir unsurunu geride bıraktık.
1992’deki Ervnov seçimlerine kadar bunu değiştiremedik. Bu seçimlerden sonra Çek hükümeti, Başbakan ile birlikte ilk iş olarak bu meclislerdeki zorunlu vatandaşlığın kaldırılması için çaba göstermeye başladı. Çoğu durumda başarılı oldu ve siyasi ve ekonomik özgürlüklere yol açtı, ancak Slovakya’da başarılı olamadı (ve ben bunu trajik bir başarısızlık olarak görüyorum, bu da Slovakya’nın, Bay Kubek’in (ve iki Rath’ın) sağlık hizmetlerimizi sistematik olarak yok etmesine izin veriyor) -otantik, çünkü Slovak Cumhuriyeti’nde zorunludur) ve ör. bir avukatın ofisinde bile.
Sağcı ODS’nin geçmişinde uzun süredir önde gelen görevlilerden biri olan Ticaret Odası Başkanı Zdenk Zajek, odaya üye olup olmadığına bakılmaksızın tüm girişimcilerin ödeyeceği bir ücret önerdi. Bunu komada zorunlu tembelliğe dönüş girişiminden başka türlü yorumlayamam. Pr, böylece oda girişimcilere yönelik hizmetlerini pekiştirebilir. Girişimci olup olmadığınızı sormayın. Eğer bu hizmetlerden yanaysanız.
Pek çok şeyde geriye gidiyoruz ama bu konuda da geriye gidiyoruz. Pavel Pralo’nun son yorumuna katılıyorum, onun adına konuşanların gerçek çıkarlardan bağımsız olarak para ve iktidar pozisyonlarıyla ilgili olduğu ortaya çıktı, sadece hasta değil doktor da. Bunun sadece bir kadın için değil, bu türden bir girişimci için de geçerli olmasını rica edebilir miyim?
Bağlantısında Çek Cumhuriyeti korporatizme yol açar mı? (Lidovch Novych, 28 Nisan 2001) Çek Cumhuriyeti’nde korporatist eğilimlerin güçlendiğini yazdım ve konuyla ilgilenmeyenlere anlatmaya çalıştım: Çoğulcu demokrasi modelinde grup çıkarları siyasal çıkarlara girer. Korporatizm, bu grupların gündelik sorunlardan birinde ortaklaşa hareket etmelerinden ve lobicilik yoluyla ve siyasi konularda dışarıdan hareket etme yoluyla ortaya çıkıyor ve onları topluma çekiyor ya da bünyesine katıyor. Ve İtalya’da bunu sarsmak için şunu yazdım: Mussolini İtalya’da parti-siyasi temsili kaldırdı, temsili yetki ilkesini terk etti ve onun yerine imtiyazlı şirketler sistemini getirdi.
Nae Lkask Odası mükemmel bir ayrıcalıklı kuruluştur. Zajkova Ticaret Odası da aynı statüye sahip olmak istiyor mu? Bütün gücümüzle buna karşı mücadele etmeliyiz. Günlük enflasyona ek olarak iki yüz kronun pek de tehlikede olduğu söylenemez. Bu bir prensip meselesi. Ve odanın işlevi Stamiliny’nin elinde.
Bir avcının tatilde bile siyasete girmemesi gerekiyorsa burada bu mümkün değil. Hatta geçen hafta, Ticaret Odası tarafından yönetilmek istediğini ve böylece ülkedeki tüm girişimcilerin yılda 200 kron ödeyeceğini belirten siyasi bir açıklama yaptı (ve bunu takdir ediyorum, bunun tamamen siyasi bir açıklama olduğunu düşünüyorum). kendileri tarafından istihdam edilip edilmediğine bakılmaksızın. İlk bakışta birisine 200 kronun bir girişimci için önemsiz bir miktar olduğu görülse de, ilk bakışta politiktir.
1990’lı yılların başında meslek odalarına zorunlu ve zorunlu olmayan üyelik konusunda önemli bir siyasi mücadeleyi kazandık. Pithart’ın hükümeti, yani federasyona benzer şekilde, komşu ülkeler Almanya ve Avusturya örneğini takip ederek bu odaya zorunlu üyeliği zorunlu kıldı. O federasyonun kurallarına göre Çek Cumhuriyeti hükümeti buna karar verdi. Ancak o zamanın Klov Çek ekonomik seçkinleri, Çek Pithart hükümetinde değil, federal hükümette oturuyordu. Zorunlu tembelliği trajik bir hata olarak değerlendirdik, korporatizme (aslında İtalyan Mussolini tipi) doğru bir adım olarak değerlendirdik ve mümkün olan ve olmayan her konuda tembelliğe mecbur kalan komünist rejimin önemli bir unsurunu geride bıraktık.
1992’deki Ervnov seçimlerine kadar bunu değiştiremedik. Bu seçimlerden sonra Çek hükümeti, Başbakan ile birlikte ilk iş olarak bu meclislerdeki zorunlu vatandaşlığın kaldırılması için çaba göstermeye başladı. Çoğu durumda başarılı oldu ve siyasi ve ekonomik özgürlüklere yol açtı, ancak Slovakya’da başarılı olamadı (ve ben bunu trajik bir başarısızlık olarak görüyorum, bu da Slovakya’nın, Bay Kubek’in (ve iki Rath’ın) sağlık hizmetlerimizi sistematik olarak yok etmesine izin veriyor) -otantik, çünkü Slovak Cumhuriyeti’nde zorunludur) ve ör. bir avukatın ofisinde bile.
Sağcı ODS’nin geçmişinde uzun süredir önde gelen görevlilerden biri olan Ticaret Odası Başkanı Zdenk Zajek, odaya üye olup olmadığına bakılmaksızın tüm girişimcilerin ödeyeceği bir ücret önerdi. Bunu komada zorunlu tembelliğe dönüş girişiminden başka türlü yorumlayamam. Pr, böylece oda girişimcilere yönelik hizmetlerini pekiştirebilir. Girişimci olup olmadığınızı sormayın. Eğer bu hizmetlerden yanaysanız.
Pek çok şeyde geriye gidiyoruz ama bu konuda da geriye gidiyoruz. Pavel Pralo’nun son yorumuna katılıyorum, onun adına konuşanların gerçek çıkarlardan bağımsız olarak para ve iktidar pozisyonlarıyla ilgili olduğu ortaya çıktı, sadece hasta değil doktor da. Bunun sadece bir kadın için değil, bu türden bir girişimci için de geçerli olmasını rica edebilir miyim?
Bağlantısında Çek Cumhuriyeti korporatizme yol açar mı? (Lidovch Novych, 28 Nisan 2001) Çek Cumhuriyeti’nde korporatist eğilimlerin güçlendiğini yazdım ve konuyla ilgilenmeyenlere anlatmaya çalıştım: Çoğulcu demokrasi modelinde grup çıkarları siyasal çıkarlara girer. Korporatizm, bu grupların gündelik sorunlardan birinde ortaklaşa hareket etmelerinden ve lobicilik yoluyla ve siyasi konularda dışarıdan hareket etme yoluyla ortaya çıkıyor ve onları topluma çekiyor ya da bünyesine katıyor. Ve İtalya’da bunu sarsmak için şunu yazdım: Mussolini İtalya’da parti-siyasi temsili kaldırdı, temsili yetki ilkesini terk etti ve onun yerine imtiyazlı şirketler sistemini getirdi.
Nae Lkask Odası mükemmel bir ayrıcalıklı kuruluştur. Zajkova Ticaret Odası da aynı statüye sahip olmak istiyor mu? Bütün gücümüzle buna karşı mücadele etmeliyiz. Günlük enflasyona ek olarak iki yüz kronun pek de tehlikede olduğu söylenemez. Bu bir prensip meselesi. Ve odanın işlevi Stamiliny’nin elinde.