Abd Ve Sscb Hangi Antlaşma Ile Stratejik Silahların Sınırlandırılması ?

Duru

New member
ABD ve SSCB'nin Stratejik Silahların Sınırlandırılması: SALT Antlaşmaları



Stratejik silahların sınırlandırılması, Soğuk Savaş dönemi boyunca ABD ve SSCB arasında önemli bir diplomatik hedef olmuştur. Bu çabalar, nükleer silahların yayılmasını ve bu silahların kullanımına ilişkin riskleri azaltmak amacıyla gerçekleştirilmiştir. Bu yazıda, ABD ve SSCB arasındaki stratejik silahların sınırlandırılması süreçlerini ve bu süreçlerin kapsamını detaylı bir şekilde ele alacağız. Özellikle, iki ülke arasında imzalanan Stratejik Silahların Sınırlandırılması Antlaşmaları (SALT) üzerinde duracağız.



SALT Antlaşmaları: Arka Plan ve Tarihçesi



Stratejik Silahların Sınırlandırılması Antlaşmaları (SALT), ABD ve SSCB arasında nükleer silahların ve stratejik silahların kontrol altına alınmasını amaçlayan bir dizi uluslararası antlaşmadır. SALT antlaşmaları, Soğuk Savaş'ın zirveye ulaştığı dönemde, iki süper gücün nükleer silahlanma yarışıyla ilgili endişelerini gidermek amacıyla yapılmıştır. İlk SALT antlaşması olan SALT I, 1972 yılında imzalanmış, ardından SALT II antlaşması 1979 yılında yapılmıştır. Her iki antlaşma da, nükleer silahların kontrolü ve sınırlandırılması konusunda belirli kurallar koymuştur.



SALT I: Stratejik Silahların Sınırlandırılması I



SALT I antlaşması, 26 Mayıs 1972'de Moskova'da imzalanmıştır. Bu antlaşma, iki ülke arasındaki stratejik silahların sınırlandırılmasına yönelik ilk büyük adım olarak kabul edilir. SALT I'in temel hedefi, iki ülkenin de balistik füzelerinin ve nükleer başlıklarının sayısını sınırlamaktı. Antlaşmanın en önemli unsurları şunlardır:



1. **Balistik Füze Fırlatma Tesisleri (ICBM) ve Balistik Füze Yerleri (SLBM):** SALT I, her iki ülkenin de kıtalararası balistik füzelerinin (ICBM) ve denizaltı bazlı balistik füzelerinin (SLBM) toplam sayısını belirli bir düzeyde sınırlandırmıştır. Bu sınırlandırma, her iki tarafın da yeni füze sistemleri geliştirmesini ve mevcut olanları artırmasını engellemeyi amaçlıyordu.



2. **Saldırı ve Savunma Sistemleri:** SALT I, nükleer savaş başlıklarının yer aldığı savunma sistemlerinin geliştirilmesini sınırlamıştır. Antlaşma, bu tür sistemlerin sayısını ve kapasitelerini sınırlandırarak, iki ülkenin de stratejik dengenin korunmasını amaçlamıştır.



3. **Denetim ve Şeffaflık:** SALT I, iki ülkenin de antlaşmanın uygulanmasını denetlemelerini ve denetim mekanizmalarının şeffaflığını sağlamalarını öngörmüştür. Bu, taraflar arasında güven oluşturmayı amaçlamıştır.



SALT II: Stratejik Silahların Sınırlandırılması II



SALT II, 18 Haziran 1979 tarihinde Viyana'da imzalanmıştır. SALT II, SALT I'in devamı olarak, nükleer silahların sınırlandırılmasına yönelik daha kapsamlı bir anlaşma getirmiştir. Ancak, SALT II'nin uygulanması, iki ülke arasında çeşitli politik ve stratejik engeller nedeniyle karmaşık hale gelmiştir. SALT II'nin ana unsurları şunlardır:



1. **Füze Sayısının Sınırlandırılması:** SALT II, her iki ülkenin de stratejik nükleer başlıklarının sayısını ve balistik füze sistemlerinin toplamını belirli bir sınırda tutmayı amaçlamıştır. Bu sınır, her iki ülkenin de stratejik nükleer silah kapasitesinin dengede kalmasını sağlamayı hedeflemiştir.



2. **Yeni Sistemler ve Teknolojiler:** SALT II, yeni füze sistemlerinin ve teknolojilerinin geliştirilmesini kısıtlamıştır. Özellikle, SALT II, hem ICBM'ler hem de SLBM'ler için gelişmiş sistemlerin ve füzelerin geliştirilmesini sınırlamıştır.



3. **Denetim ve Uygulama:** SALT II, uygulama ve denetim mekanizmaları konusunda daha ayrıntılı kurallar getirmiştir. Bu kurallar, taraflar arasında şeffaflık ve güven oluşturmayı hedeflemiştir.



SALT Antlaşmalarının Etkileri ve Sonuçları



SALT antlaşmaları, Soğuk Savaş dönemi boyunca stratejik silahların sınırlandırılması konusunda önemli adımlar atmıştır. Ancak, SALT II'nin uygulama sürecinde çeşitli engeller yaşanmış, özellikle ABD Senatosu'nun SALT II'yi onaylamaması ve Sovyetler Birliği'nin antlaşmanın bazı unsurlarına uyum göstermemesi gibi sorunlar ortaya çıkmıştır.



SALT I ve SALT II, iki süper gücün nükleer silahlanma yarışını sınırlamak ve stratejik dengeyi korumak açısından önemli bir rol oynamıştır. Ancak, bu antlaşmaların ötesinde, 1980'lerin sonlarında ve 1990'ların başlarında, yeni antlaşmalar ve anlaşmalar, nükleer silahların azaltılması ve sınırlandırılması konusundaki çabaları daha da ileriye taşımıştır. Özellikle, 1987'de imzalanan Orta Menzilli Nükleer Kuvvetler Anlaşması (INF) ve 1991'de imzalanan Stratejik Silahların Azaltılması Anlaşması (START), nükleer silahların sınırlandırılması konusunda önemli kilometre taşları olmuştur.



Sonuç olarak, SALT antlaşmaları, Soğuk Savaş dönemi boyunca stratejik silahların sınırlandırılması konusunda iki süper gücün işbirliğini ve diplomatik çabalarını yansıtmaktadır. Bu antlaşmalar, nükleer silahların yayılmasını ve bu silahların kullanımına ilişkin riskleri azaltmak amacıyla önemli bir adım olmuş ve gelecekteki nükleer silah kontrolü çabaları için bir temel oluşturmuştur.